NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عُثْمَانُ
بْنُ أَبِي شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
أَبُو
خَالِدٍ
يَعْنِي
سُلَيْمَانَ
بْنَ
حَيَّانَ
الْأَحْمَرَ
عَنْ ابْنِ
جُرَيْجٍ
عَنْ عُمَرَ
بْنِ عَطَاءٍ
عَنْ
عِكْرِمَةَ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ قَالَ
قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَا
صَرُورَةَ
فِي الْإِسْلَامِ
İbn Abbas (r.a.)'dan; demiştir
ki: Resûlullah (s.a.v.):
"İslâm'da hacca
gitmemek olmaz" buyurdu.
İzah:
Metinde geçen
"sârûre" kelimesi gücü yettiği hal-de evlenmeyen veya hacca gitmeyen
kimse demektir. Biz mevzûumuza uygun düştüğü için tercümede ikinci manâyı
tercih ettik. Esasen bu kelime "sarr' kökünden türetilmiştir. Men' etmek,
alıkoymak, haps etmek anlamlarına gelir. Gücü yettiği halde bir müslümamn hacca
gitmemesi düşünülemez. Çünkü hac İslâm'ın beş temel direğinden birini teşkil
eder. Aynı şekilde gücü yettiği halde hiç bir engel yok iken de bir müslümamn
evlenmekten yüz çevirmesi doğru değildir. Çünkü nikâh sünnettir. Evlenmeden
yaşamak ise, ruhbanlık ve hıristiyanlık ahlâkındandır.
Bazılarına göre
"İslâm'da sarûre yoktur'* sözü, "harem dahilinde kati cinayeti işleyen
bir kimse öldürülür. Harem içerisinde bulunduğu için affedilmez"
manasınadır. Binânealeyh harem dahilinde cinayet işleyen bir kimsenin "Ben
İslâmî manâda bir hac ibadeti ile meşgul değilim. Harem dahilinde bu işi
yapmanın bir cinayet olduğunu da bilmiyordum" demesine itibâr edilmez.
Harem dâhilinde bulunan hiç bir müslüman haremin hürmetini ihlâl edemez.
Câhiliyye döneminde herhangi bir suç işleyen kimse Kabe'ye sığınırdı. Hiç bir
kimse bu adamdan işlediği suçun hesabını soramazdı. Şayet birisi bu kimseden
şikâyetçi olursa ona, "Bu adam sarûredir. Onu rahatsız etme" denirdi.
İslâmiyet bu düşünceyi de yürürlükten kaldırmıştır. Sarûre kelimesinin sonunda
bulunan yuvarlak te te'nîs İçin değil, mübalağa içindir. Bu bakımdan bu kelime
dişiye sıfat olduğu zaman nasıl sonunda yuvarlak te bulunursa, erkeğe sıfat
olduğu zaman da sonunda yuvarlak te bulunur.